Kentlerin Geleceği ve Sürdürülebilirlik Yaklaşımı
Yüksek Mimar ve Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler Uzmanı E. Öznur Gündoğdu, kentleşme, çevre ve göç konularında yaptığı çalışmalarında sürdürülebilirliği merkezine alıyor. Gündoğdu, kentlerin geleceğini şekillendiren temel dinamikler arasında nüfus artışı, göç hareketleri, iklim değişikliği ve teknolojik gelişmelerin yer aldığını ifade ediyor. Ancak bu süreçlerin sağlıklı yönetilebilmesi için doğayı koruyan, karbon ayak izini azaltan ve toplumsal eşitliği sağlayan politikaların uygulanmasının kritik önem taşıdığına vurgu yapıyor.
Gündoğdu, “Sürdürülebilir kentler, sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlarken aynı zamanda doğal kaynakları en az seviyede tüketen ve yenilenebilir kaynaklara yönelen yerleşim birimleri olarak tanımlanmaktadır. Bir kentin sürdürülebilir olarak kabul edilebilmesi için üç temel boyutu bir arada barındırması gerekmektedir: sosyal, ekonomik ve çevresel boyutlar.
Eğer kamu yararını gözeten, çevre odaklı politikalar hayata geçirilmezse, kentler hem ekolojik hem de sosyal açıdan ciddi tehditlerle karşı karşıya kalabilir” diyerek uyarıda bulunuyor.
Gündoğdu “2015 yılında Birleşmiş Milletler’e (BM) üye ülkeler yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek hedefiyle Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını (SKA) 2030 yılında tamamlanacak bir yol haritası olarak kabul etmiştir. SKA’lar farklı gelişmişlik seviyesindeki tüm ülkeler için geçerli ve kimseyi geride bırakmayacak şekilde tasarlanmış 17 evrensel amaçtan oluşan bir eylem çağrısıdır. Burada da 11. SKA Sürdürülebilir Kentler ve Topluluklardır. Mesela burada bence önemli bir gösterge vardır ki o da “Arazi tüketim oranının nüfus artış hızına oranı” dır.
Planlama ve Kamu Yararı: İmar Planlarının Önemi
Gündoğdu, imar ve master planlarının, kentlerin uzun vadeli kalkınmasını belirleyen anayasa niteliğinde olduğunu ifade ediyor. Ancak sık sık değiştirilen planların rant odaklı kararların önünü açtığını ve çevresel tahribata yol açtığını belirtiyor.
“Bu planlar, üstün kamu yararı gerektiren durumlar dışında değiştirilemez bir ana çerçeve sunmalı. Disiplinler arası iş birliği ve detaylı analizlerle hazırlanmış planlar, sürdürülebilir bir kent modelinin temel taşıdır” diyen Gündoğdu, planlamada bilimsel analiz ve uzun vadeli vizyonun önemine dikkat çekiyor.
Arazi rantının toplumsal bir değer olduğunu savunan Gündoğdu, bu değerin sosyal konut projeleri, yeşil alanlar ve altyapı yatırımları gibi kamu yararına yönelik projelerde kullanılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, bu yaklaşımın plansız yapılaşma ve arazi spekülasyonu gibi sorunların önüne geçebileceğini ifade ediyor.
Göç ve Kentleşme: Birbirini Şekillendiren Dinamikler
Göç ve kentleşme arasındaki ilişkiye dikkat çeken Gündoğdu, göç politikalarının insani bir perspektifle ele alınmasının önemine vurgu yapıyor.
“Göç eden bireyler, ne tamamen geride bıraktıkları yerin bir parçası ne de tam anlamıyla yeni geldikleri yere entegre olabiliyor. Bu nedenle göç süreçleri, çok boyutlu bir anlayışla yönetilmelidir,” diyen Gündoğdu, göçün sosyal dengeleri ve altyapıyı zorlamaması için disiplinler arası iş birliğini şart koşuyor.
Çalıştaylarla Gelecek Farkındalık
Didim’de düzenlenen “Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler” temalı çalıştay, Gündoğdu’nun liderliğinde gerçekleştirilen ve yerel yönetimlerde çevresel sürdürülebilirlik adına örnek teşkil eden bir model olarak öne çıkıyor. Çalıştayda, akademisyenler, kamu yöneticileri ve yerel paydaşlar bir araya gelerek çevresel sürdürülebilirlik ve planlı kalkınma konularında somut öneriler geliştirdi.
Dönemin Didim Belediye Başkan Yardımcısı Gündoğdu, etkinlikte yaptığı konuşmada, yerel yönetimlerin güçlü ve zayıf yönlerinin doğru analiz edilmesinin çözüm odaklı politikalar geliştirmede kritik önem taşıdığını ifade etti. Ayrıca, çevresel duyarlılığı merkeze alan planlı kalkınmanın sürdürülebilir bir geleceğin temel taşı olduğunu belirterek, bu tür etkinliklerin yaygınlaştırılması gerektiğine dikkat çekti.
Sonuç: Sürdürülebilir Kentler İçin Yol Haritası
- Öznur Gündoğdu, kentleşme, çevre ve göç gibi konularda yalnızca sorunlara işaret etmekle kalmıyor; aynı zamanda uygulanabilir çözüm önerileriyle sürdürülebilir kent modelleri sunuyor. Çalıştaylar ve projeler aracılığıyla kamu yararını merkeze alan ve çevreye duyarlı bir gelecek vizyonu çiziyor.
Türkiye’nin diğer bölgelerine örnek teşkil edebilecek bu model, sürdürülebilir kalkınma için yerel yönetimlerin, akademisyenlerin ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde çalışması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu yaklaşım, yalnızca bir başarı hikayesi değil, sürdürülebilir kentler için ilham veren bir yol haritası niteliği taşıyor.
Editöryal Not
- Öznur Gündoğdu’nun perspektifi, Türkiye genelinde sürdürülebilir kalkınma politikaları için önemli bir rehber sunuyor. Çalışmalarının daha geniş kitlelere ulaşması, hem kentleşme hem de çevre sorunlarının çözümünde farkındalık yaratma potansiyeli taşıyor.