Türkiye’nin Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne Verdiği Destek
Cali kentinde 21 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında düzenlenen COP16 Zirvesi’nde Türkiye adına konuşma yapan yetkili, ülkenin biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir coğrafya olduğunu vurguladı. Türkiye’nin 1992’de imzalayıp 1996’da onayladığı BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne bağlılığını belirterek, sözleşmenin amacının biyolojik çeşitliliğin korunması, biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımı ve genetik kaynakların adil paylaşımı olduğunu ifade etti.
Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Strateji ve Eylem Planı
Türkiye’nin COP16 süresince takip ettiği konulardan biri de 2022’de kabul edilen Kunming Montreal Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi idi. Türkiye, bu çerçeve doğrultusunda Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Strateji ve Eylem Planı’nı gözden geçirme kararı aldı. Ülke, bu sayede küresel çerçeveye uyum sağlayarak biyolojik çeşitliliğin korunması için finansman ve kapasite geliştirme konularına odaklanmayı planlıyor.
Sentetik Biyoloji ve Protokoller
COP16’da gündeme gelen bir diğer konu da “Dijital Dizi Bilgisi” ve “Sentetik Biyoloji” oldu. Terzioğlu, sentetik biyolojinin çevresel etkilerini ele alarak, uluslararası protokollerle uyum içinde çalıştıklarını belirtti. Türkiye, genetiği değiştirilmiş organizmaların biyolojik çeşitlilik üzerine etkilerini ele alan Cartagena Protokolü’ne taraf olarak 11. Taraflar Toplantısı’na katıldı. Ayrıca, Nagoya Protokolü’nü gözlemci olarak takip ederek genetik kaynaklara erişim ve faydaların paylaşımı konularında çalışmalar yürüttü.
COP16’deki Türk Delegasyonunun Etkin Katılımı
Terzioğlu, Türkiye’nin COP16’da temsil edilmesinin ülke menfaatleri açısından önemli olduğuna vurgu yaparak, delegasyonun taraflarla ikili görüşmeler yaparak müzakerelere etkin katılım gösterdiğini belirtti. Türk heyeti, çalışma grupları ve genel oturumlarda Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik alanındaki çabalarını desteklemek adına aktif şekilde rol aldı.