UAD’nin Danışma Görüşü ve İçeriği
Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Filistin’i işgali, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki ilhak uygulamaları, apartheid ve ayrımcı uygulamaların hukuka aykırılığı hakkında danışma görüşünü açıkladı. Bu görüşte, İsrail’in Filistin işgalinin uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulandı. İşgal altındaki Filistin topraklarının parçalanmış ayrı bölgeler değil tek bir bölge olduğu belirtildi. Ayrıca, İsrail’in Gazze’de işgalci güç konumunda bulunduğu, işgalin uzun süre sürdürülemeyeceği gibi önemli konuların altı çizildi. Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının ihlal edildiği ve Kudüs’ün demografik yapısını değiştirme çabalarının hukuka aykırı bulundu.
UAD’ın Danışma Görüşü Ne Anlama Geliyor?
UAD’ın danışma görüşü, bağlayıcı olmayan ancak uluslararası hukuka ilişkin önemli bir kılavuz niteliği taşıyor. Bu görüş, Birleşmiş Milletler’in temel yargı organı olarak devletler arasında hukuki ihtilafların çözümünde ve danışma görüşü bildirmede rol oynuyor. Devletler Divan’dan danışma görüşü isteyemezken, BM organları ve faaliyet alanları ile ilgili konularda UAD’den görüş talep edilebiliyor.
UAD’ın Geçmişteki Benzer Kararları
UAD, daha önce de İsrail’in Filistin topraklarını ayırmak amacıyla inşa ettiği duvarın ayrımcı ve ırkçı olduğu yönünde bir danışma görüşü vermişti. Bu karar sonrasında diğer devletler, duvarın hukuka aykırı olduğunu kabul ederek karara uymuştu. Benzer şekilde, şu an alınan kararın da İsrail’e baskı yapılması ve uluslararası hukuka uyması gerektiği vurgulanıyor.
UAD’ın Danışma Görüşünün Etkisi ve Beklentiler
Uluslararası Hukuk Uzmanı Doç. Dr. Levent Ersin Orallı, Danışma Görüşü’nün, UAD’ın gelecekte vereceği kararın bir fragmanı niteliğinde olduğunu belirtiyor. Danışma görüşlerine uymayan hiçbir BM üyesi olmadığını ve İsrail’in bu karara uyması, işgali sona erdirmesi gerektiği vurgulanıyor. Danışma görüşünü esas alan son karara ilişkin ise uluslararası toplumun İsrail’e baskı yaparak karara uyması gerektiği ifade ediliyor.